İSTİYORUM – HEMEN – ŞİMDİ

Her gün biraz daha kopuyorum bu şehirden. Havasından, suyundan, gürültüsünden, kirinden, betona dönen siluetinden, giriye dönen mavisinden yeşilinden soğuyorum gitgide. İnsanından vazgeçeli ise zaten yıllar olmuştu şehri İstanbul’un..

Cumartesi günü Silivri’den Feneryolu’na yalaşık 3,5 saatte geldikten sonra bir süre araba kullanmayı redettim. Pazar sabahına kadar…

Büyük şehir büyük dert. Yollar, seyyar satıcılar, sürekli yağan ve sel baskını kıvamına ulaşan yağmur, arsız insan kitlesi, gittikçe pahalılaşan hayat ama tam tersine maaşa iki sinema parası kadar gelen yıllık zamlar..

Güneşle uyanmak ayışığında uyumak istiyorum. Sevdiklerimle ve seveceklerimle birlikte olmak istiyorum. Yarın endişesi olmaksızın para pul derdi olmaksızın keyifle kahkaha ile yaşamak ve yaşlanmak istiyorum. Sıradan ve sürüden olmadan  sürprizlerle heyecanla dolu ama hırpalamayan bir yaşam istiyorum. Kazdağları hevesimi hala içimde taşıyorum. Bir orman denizinden su denizine bakan bir yamaçta etrafımda dostlarım, komşularım ve beni ruhen ve bedenen besleyecek insanlarla yaşamak istiyorum. Üreterek ve dört tarafıma faydalı olarak… Simbiyoz yaşamın tam tersine ama yakın ve üretken bir yaşam istiyorum.

Bu şehre bir süre daha katlanmak zorundayım. Ama buradan kazanabildiklerime yakınını kazdağımda kazanabileceksem ve hayatı planladığım gibi sadeleştirebileceksem evren bana hemen versin bu yaşamı. Ben hazırım..

 Sevgiyle,

F.Pınar Saltadal